Tuesday, November 10, 2009

Onu anlamak ve anmak!

10 Kasım...
Her sene bugün birkez daha düşünüyorum, geçmişten bugüne aktarılan düşünceleri.
Ölümlü insanoğlu göçüp gidiyor, ancak insanı ölümsüz kılan düşünceleri (bu kadar kudretli ise), zamanın ötesine taşıyor.
Bir binanın temelleri yoksa o bina nasıl ayakta kalır? Sorarım size. Eğer bugün bu ülke, bunca hırsıza, yalancıya, yağlı elleriyle ülkenin ırzına geçmeye çalışan domuza, üç kağıtçıya, kendini adam olarak tanıtan içi boş su kabaklarına, gözü dönmüş seviyesizlere, bölücülere, fırsatçılara, içten pazarlıklılara karşı koyabiliyorsa, o ülkenin temeli sağlam atılmış demektir.
Her 10 Kasım’da bu temeli atan, bu temeli oluşturan yüce düşünceyi saygıyla selamlıyorum.
Yukarıda saydığım yıkıcı etkenlerin yanında bir de temelleri içten içe çürütenler var. Nasıl ki duvarı nem yerse, içten içe, işte o yıllardan günümüze kalan düşünceleri de "zavallı düşünce tarzları" içten içe yiyor.
Aptal dost, akıllı düşmandan yeğ değildir.
Kimdir aptal dost?
Onun ortaya koyduğu düşünceleri putlaştıran, yalnızca rozetini yakasına takmakla, tişörtünü giymekle onu andığını ve düşüncelerini savunduğunu sanan ve fakat şekilciliğin ötesine geçemeyen, eleştirinin amacının yıkım değil yapım olduğunu idrak edemeyen, onu put perestlik noktasına taşıyan, fikri - vicdanı hür düşünceyi gerici ve tutucu mutaassıp kesime yaklaştıran ve bunu yaparken bir marifet yaptığını sanandır, aptal dost!

Sözü uzatmaya ne hacet, onu anmaya ve içinde bulunduğumuz karamsar tablodan kurtulmak için çabalamaya ve şekillere hapsolmuş kısır düşüncelerin sınırlarından engin okyanuslara açılmak için çalışmaya devam.

Şimdi aşağıdaki sözleri alt alta koyun ve toplamını birkez daha düşünün:

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.

İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!

Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
Mustafa Kemal Atatürk

No comments: