Sunday, June 15, 2008

OYUN

Oyunun kuralları vardır. Kurallar dahilinde oynandığı sürece zaman hoşça geçer ve oyun sona erdiğinde oyuncular bu oyunun içinde olmaktan haz alırlar. Peki ya birileri kuralları ihlal etmeye başlarsa ne olur? Oyun, oyun olmaktan çıkar. Ancak oyunun kurallarını koyanlar, kuralları bozanlardan yana olurlar ya da kuralı çiğneyenler kural koyucular olursa ortaya nasıl bir tablo çıkar? Kokuşmuşluk oyunun kuralı haline gelir, oyun alanı genişler, oyununun kuralı bozandan gayrısı oyundan zevk almaz hale gelir ve dahası oyuncular oyunda piyon haline gelirler. Peki bu durum nasıl sona erer? Ya da erer mi? Yeni kurulan oyun sisteminde güçlü oyuncular, kuralları akıllıca yorumlayabilir, düzen ve hileleri farklı düzen ve hilelerle bertaraf edecek kadar akıllı ve daha sonra da asıl oyunun kurallarını yeniden tesis edebilecek derecede inançlı ve onurlu olurlarsa kural çiğneyicilerinin sonu başlamış olur. İçinde bulunduğumuz hayat bir oyundur. Oyun içinde oyunlar sergilenir. Kimileri masum, centilmence kimileri kirli ve hain. Ayak oyunları izleriz zaman zaman. Kuralların çiğnendiğini, değiştirildiğini gözlemleriz; bazen müdahale edemeyiz bazen etmek isteyip etmeyiz. Çoğu zaman oyunda figuran olmanın ezikliği içinde gözlerimizi yerden kaldıramayız. Ya da bir oyundaki piyon misali oradan oraya sürüklenirken çaresizliğimize içten içe ağlarız. Deveden büyük fil var misali, büyük oyuncular ve daha büyük oyuncular vardır. "M"ler..."K"ler..."D"ler..."Y"ler ve diğerleri. Oyun sürdükçe vakit geçer ve her sanatçı yorumunu farklı şekilde ortaya koyar. Zaman zaman kurallar daha da sertleşir, yorumlar çarpışır ve ortaya çıkan tabloya göre oyuna verilen isimler değişir. Peki ya seyirciler? Yönetmenler? Her oyunun seyircisi ve yönetmeni var mıdır? Olmalı ki bu oyun sergileniyor. Olmalı ki oyun kurallara göre oynanıyor. Ne zaman ki oyuncular yönetmeye başlıyorlar oyun menfaatler dengesinde ve merkezinde sahneleniyor. Ne zaman ki seyirciler oyuna müdahale ediyor yönetmen kontrolü, oyuncular tarafsızlıklarını kaybediyorlar. Onca değişken arasından hangisine güvenmeli, ne şekilde hareket etmeli. Ben size bir sonraki oyunun detaylarını vereyim siz yerinizi belirleyin:

Sahne : İçinde bulunduğunuz yaşam
Başlama saati : Oyunu algılamaya başladığınız an
Bitiş saati : Algınızın kör olduğu an
Perde arası : Yok

Ve son olarak "oyun"un resmi tanımı:

(1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence;
(2) Kumar;
(3)Şaşkınlık uyandırıcı hüner;
(4) Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi;
(5) Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü;
(6) Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes;
(7) Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma;
(8) (mecaz) Hile, düzen, desise, entrika"
(TDK sözlüğü)

1 comment:

Anonymous said...

oyunun kurallarini koyanlarin degistirmek istemesi kadar dogal bir sey olamaz. Kural koyucu ayni zamanda degistirendir de o nedenle, kurallar degistiginde ya yeni kurallara adapte olunmali ya da yeni kurallar begenilmiyorsa oyun disina cikilmalidir. ama bu yapilirken durustce yapilmali. yeni bir oyun bulana kadar var olanin icin de kalmaya devam edilmemelidir.