Beni sarsıyor,
- Kendine gel!
Kafamı hafifçe kaldırıyorum:
- Ben zaten kendimdeyim ama bu benden geriye kalan!
Diyorum ve kafamı indiriyorum.
Karşımdaki sırıtkan kelle umurumda bile değil.
Geçmişin ayak izlerinde bir adam...Uzun...uzak... Geleceğe bakan gözler; puslu, buzlu, yalnız... Ve bir günlük...
Sunday, November 26, 2006
Monday, November 20, 2006
Gemi
Bir gemi demir alıyor bu limandan uzaklara.
Uzaklar ki artık beklemekten bezgin,
Uzaklar ki uzun uzağa hasret.
O halde bu çöküş burada biter,
Uzakların yeni yükselene hasreti son bulur.
Uzun uzak adam güverteden yalnızlıklara el sallar,
Geminin düdüğü öter,
Sessiz duman salınarak yok olur semada,
Ve O'nun silueti buraları geride bırakarak uzar gider...
Uzaklar ki artık beklemekten bezgin,
Uzaklar ki uzun uzağa hasret.
O halde bu çöküş burada biter,
Uzakların yeni yükselene hasreti son bulur.
Uzun uzak adam güverteden yalnızlıklara el sallar,
Geminin düdüğü öter,
Sessiz duman salınarak yok olur semada,
Ve O'nun silueti buraları geride bırakarak uzar gider...
Tuesday, November 07, 2006
O'nun ve benzerlerinin ardından
Bir adam ölür,
Birilerinin umurunda olmaz,
Birilerinin içi yanar,
Birileri üzülmüş gibi yapar,
Kimileri hiç oralı olmaz,
Kimileri haberdar olmaz,
Ateş düştüğü yeri yakar...
Sırıtkan suratların sahne şovları devam eder,
Seviyesiz espiriler, göz bağcılığı, körlük,
Ağzı açık izleyenlerin sayısı hiç de az değildir,
Sinirden ağzı köpürenlerin sayısı hiç de çok değildir,
Bir adam ölmüş ölmemiş ne fark eder ki?
Ama ateş düştüğü yeri yakar...
Sönene kadar...
Birilerinin umurunda olmaz,
Birilerinin içi yanar,
Birileri üzülmüş gibi yapar,
Kimileri hiç oralı olmaz,
Kimileri haberdar olmaz,
Ateş düştüğü yeri yakar...
Sırıtkan suratların sahne şovları devam eder,
Seviyesiz espiriler, göz bağcılığı, körlük,
Ağzı açık izleyenlerin sayısı hiç de az değildir,
Sinirden ağzı köpürenlerin sayısı hiç de çok değildir,
Bir adam ölmüş ölmemiş ne fark eder ki?
Ama ateş düştüğü yeri yakar...
Sönene kadar...
Subscribe to:
Posts (Atom)