Tuesday, October 17, 2006

Hayal(et) Tren

Geçen günleri yüklenip giderken hayalet tren, Uzun uzak bakıyorum geçip gidenlerin ardından. Bir elimi yanağıma dayamış, yağmurlu bir günde ahşap evin pencerelerinden sokağı izleyen çocuk gibiyim. Biraz hüzün var yazın geçip giden günlerine ve biraz da heyecan açılan okulun getireceklerine. O anda kokular vagonu geçiyor gözümün önünden. Yağmurla ıslanan yün kazaktan yayılan koku, annemin sıcaklığını hatırlatıyor ve babamın gülümsemesini. Oysa tren o kadar hızla uzaklaşıyor ki, bana kalan sadece treni takip eden soğuk rüzgarların ürpertisi.
Üşüyorum.
Zaman zaman Romanyanın dağlarında ya da Taj meydanda; zaman zaman Kızıl topraklardayım ya da Sarıyerden geçiyor trenim.
Hayal ediyorum...
Hayaletim...
Hayal ettim...

2 comments:

Doğan said...

Geçmiş güzeldi, zaten geçmişse her zaman güzeldir, birkez geçince o zamana dair kötü şeyler yavaşça soluklaşır gider ve herşey hep iyiymiş ya da mutluluk vericiymiş gibi görünür. Belki gerçekten öyledir belki de değildir. Ancak en kötü zaman bile geçince, yeterince geçince, güzel hatıralar tarafından sarılır(mı?).
Her hayalet tren hep güzelliklere doğru yol alır bence. Ya şimdinin güzellikleri, ya geleceğin umutları? Asıl tren bunlardan geçiyor ve bunlara doğru gidiyor olmalı? Üstelik bu önüne geçemediğimiz bir tren. Sadece giderken yola dikkatli bakmak gerekli. Bu yolda da bir sürü fırsat, güzellik, mutluluk gizli; tıpkı bir sürü problem, iç sıkıntısı gizli olduğu gibi.

Anonymous said...

Hayalet Tren --> Cagrisim --> Hayalet Gemi...

http://www.hayaletgemi.com/