Düşüncelerimin karanlık uçurumuna yuvarlanıyorum,
Kararsız ellerin tehditkar ağırlığı önce yüreğimin, sonra nefesimin üstüne çöküyor,
Hızlanıyorum boşluğa ve umutsuzluğa,
Bir zamanın kibiri tünelin ucundaki solgun ışık gibi uzaklaşıyor,
Düşüş mutlak, son muallak...
Geçmişin ayak izlerinde bir adam...Uzun...uzak... Geleceğe bakan gözler; puslu, buzlu, yalnız... Ve bir günlük...
Wednesday, October 17, 2012
Düşüş
Monday, October 01, 2012
Derin
İnsan ruhunun bilinmeyen derinliklerinde yüzüyorum,
Karşıma ne zaman ne çıkacağını bilmeden.
Karanlık tüm yoğunluğuyla benliğime sarılmış,
Çığlıklar onun siyahlığında boğulmuş,
Gözler hep arıyor, cevaplar hep kayıp...
Benden taşıyor, kendime bakıyorum:
Gördüğüm manzara hep aynı sessizlik,
Kum saatinin taneleri gibi akıp gidiyorum,
Dur diyen ben, çok uzaklara gideli çok uzun zaman olmuş.
Kulaklar hep dinliyor, sesler hep kayıp...
Ben uzun uzak adam,
Derinlere daldıkça dalıyorum,
Gün ışığına umudum yok,
Karanlık kabulüm.
Subscribe to:
Posts (Atom)