Kendi kendime düşündüğüm günlerden biriydi.
"İnsan kendini algılamak için değil, dış dünyayı
algılamak için var olmuş." Deyiverdim kendi kendime.
Gözler, kendini görmez de hep dışa bakar,
Kulaklar, hep başkalarını duyar,
Ses, hep dışarıdan gelir, kendi sesini bir başkası gibi
duymaz kişi hiçbir zaman!
Algılar hep dışa dönük, düşüncelerse hep içten gelir,
algıların yönlendirmesiyle.
Bu dışa açılan algıların kaçta kaçı gerçekten ama
gerçekten kendi sesiyle yoğrulmuş, kaçına "ben"i tanıyan bir duruş
eklenmiş?
Sonra kendi kendime düşünmedim...