Tuesday, April 20, 2010

Miskinlik...

Miskinlik, sigara gibidir.

Önceleri yoğun tempodan kurtulmanın bir yoludur. Beş dakikalık molalarda içine çekersin. Sonra biranın yanında, derken çay ile, kahve ile...

Ve bir bakmışsın sigara dumanı üstüne başına sinmiş; onun bağımlısı olmuşsun.

3 ay sonra...

Oturduğun rahat koltuğunda ardı ardına içilen sigaralardan saçın başın, dişlerin sararmıştır. Hareketsizlikten nefesin ağırlaşmış, kokuşmuştur. İçinden hiçbir şey yapmak gelmez, ama bağımlı olduğunu da kabul etmek istemezsin. Sağlığın elden gider, ama o'nun verdiği mutluluk, yavaş yavaş gelen ölüm karşına oturmuş sana öyle tatlı tatlı sırıtmaktadır ki başına gelecek acılı deneyimleri hep görmezden gelirsin.

6 ay sonra...

Kamburun çıkmış, suratına bakılmaz hale gelmişsindir. İşediğin sıvı ve terin dahi sigara kokmaktadır artık. Kopmak istersin... artık çok geçtir.

İşte miskinlik de böyledir, sigara gibi...

1 comment:

biberli said...

katılıyorum sonuna kadar...sinsi bir şey değil mi yani, yavaş yavaş girer ya kanımıza...ama işte kişi kabul etmek istemez, o da çok girer, yerleşir..

o yüzden, her ikisinden yani hem sigara hem de miskinlikten kurtulmak için hareket etmek gerek...düşünce de davranıştan önce geldiği için, önce düşünceyi hareketlerndirmek gerek sanki...neticede sigarayı da miskinliği de başka vukuatları da hayatımıza çeken o..

az hava lazım hepimize...bol oksijen, hım?