Monday, October 06, 2008

Sıkışmışlık hissi

Beklentilerin ve heyecanların ilüzyon olduğu söylemini bilince dönüştürümek çabası sürüp giderken, birgün, birdenbire düzene düzüldüğünü hissetmek. Sırıtan sırtlanların kucağına düşmek...

Baş ağrısının arkasında yatan kavramsal kargaşaların karanlığında, başını eline alıp arkana bakamadan öylece oturmak ve korkunun girdaplarında nefessiz daralırken çatlayan damarlardan fışkıran kanda boğulmak...

Lekelenmemiş heyecanların ardında önlenemez bir çığ gibi yükselen hayal kırıklıklarının açacağı onarılmaz yaraların bilincine varmaksızın, kedi yavrusu saflığıyla kor alevi kırmızı öfke yumaklarıyla oynamaya çalışırken birden kül grisi aldatılmışlığa yenik düşmek...

Hiç bitmeyecekmiş gibi muamele edilen hayatların, bir göz açıp kapama süresinde hiç varolmamışçasına yok olduğuna tanık olurken, kendine birşey olmayacağına ilişkin inancın aynadaki sırıtkan yansımasında kendini seyrederek uyuşmak...

Ciğeri beş para etmezlerin leş kokan nefeslerini içine çekerken, hayat elimizden kayıp dökülürken, adım adım ölüme yanaşmak...

VE tüm bunların gölgesinde suya hasret, solgun bir umutla titreyerek yaşamaktır sıkışmışlık hissini ta benliğinde hissetmek.

No comments: