Sunday, April 09, 2006

Neredesin?

Öyle bir dev uyuyor ki içimde. Uyandırılsa, dünyaları oynatacak yerinden. Oysa gelen yok umut diyarlarından. Herkes gidiyor bir bir.
Elim her defasında uzandığında telefona, ayrı bir hezeyan oluyor. Öyle bir ağırlık ki bu bendek,i kimse tartamaz onu. Yüreğim her geçen gün daha da ağırlaşıyor ve beni de beraberinde götürüyor.
Vücut sıcaklığı düşüyor devin, taşlaşıyor uykusunda. Gün gelecek birileri uykusunda taşlaşan devin mağarasını müzeye çevirecek. Çocuklar annelerinin elinde tutup getirip parmaklarıyla gösterecekler:
- Bak anne dev diye birşey varmış.
Gerçekten de bir dev var. Çok zaman önce uyanıp çok zaman önce uykuya dalan ve henüz uyandırılmayan. Aslında uykusu da hafiftir ancak mağarası derinlerde olsa gerek ki ne gelen var ne giden.
Bir şafaktan bir şafağa...
Yalnızım,
Üşüyorum,
Ağlamak istiyorum...
Yapamıyorum, uyumak istiyorum ve her geçen gün inancımı bulacağıma olan inancımı yitirerek uykumda ölüyorum bu sahte renkler dünyasının garip hengamesi içinde...
yapayalnızlaşarak mağaramda titreyerek, üşüyerek.
Yalnızım,
Üşüyorum...
Yitiyorum...
Gidiyorum...
Neredesin?

4 comments:

Anonymous said...

buradayım.

Anonymous said...

buraya da yazıyorum aynı sözleri...

See the Sun

i'm comin' 'round to open the blinds
you can't hide here any longer
my god you need to rinse those puffy eyes
you can't last here any longer

and yes they'll ask you where you've been
and you'll have to tell them again and again

and you probably don't want to hear tomorrow's another day
well i promise you you'll see the sun again
and you're asking me why pain's the only way to happiness
and i promise you you'll see the sun again

come on take my hand
we're going for a walk, i know you can
you can wear anything as long as it's not black
please don't mourn forever
she's not coming back

and yes they'll ask you where you've been
and you'll have to tell them again and again

and you probably don't want to hear tomorrow's another day
well i promise you you'll see the sun again
and you're asking me why pain's the only way to happiness
and i promise you you'll see the sun again
and i promise you you'll see the sun again

do you remember telling me you found the sweetest thing of all
you said one day this was worth dying for
so be thankful you knew her at all
but it's no more

and you probably don't want to hear tomorrow's another day
well i promise you you'll see the sun again
and you're asking me why pain's the only way to happiness
and i promise you you'll see the sun again
and i promise you you'll see the sun again
and i promise you you'll see the sun again
and i promise you you'll see the sun again
i promise you you'll see the sun again

Anonymous said...

Artık bu yazdıkların kalemi kuvvetli bir arkadaşın denemeleri değil, seni seven insanların okuduğunda hüznü görüp hiçbirşey yapamadıklarını hissettikleri ve daha da üzüldükleri yazılar olmaya başladı.En azından ben öyle hissediyorum.Tekrar coşturacak içini birşeyler, sen inancını bıraktığın zamanlarda bazen o seni arar bulur.Bir üstteki yazı kimin bilmiyorum ama yürektan katılıyorum 'güneşi tekrar göreceksin.'
Candan

Anonymous said...

Kendini fazla ciddiye alıyorsun. Sonra da hayal kırıklığına uğrayıp "ama..ama.. içimdeki şey" diye ağlıyosun. İçinde senden BAŞKA bişey yok. Uyutursan da onu uyutursun, büyütürsen de onu büyütürsün. O dediğin mağaraya girecek olan da sensin, dürtükleyecek de sensin. Bi daha da kendi kendini çağırma. Deli derler adama.