Friday, June 12, 2009

NEFRET

İnsanoğlundan ve saçmalıklarından nefret ediyorum.

Ve birgün ölürsem, sorumlusu insanlar olacaktır.

Ama ne demişler,

"Kör ölür, badem gözlü olur"

Düşler Tarlası

Geçmişe dönüp baktığında, meydan savaşı sonrasında yanan buğday başaklarından semaya yükselen kara dumanlardan başka birşey göremiyorsan eğer bil ki hem geçmişin hem de geçmişte geleceğine dair düşlerin başkaları veya hayat tarafından suni tarlalara ekilmiştir.

Çocukluğundan başlayarak, sana ait olmayan değerler önüne sürülmüş, hiç karşılaşamayacağın heyecanlar hemen parmaklarının ucunda hissiyatı yaratılmış, sahte umut tohumları ekilmiş demektir hayatına.

Gün olup, dost eller birer birer gerçeğin acı tadıyla ağızlarını buruştururken, sen de zavallı yalnızlığının samansı tadıyla gökyüzünde toplanan karar bulutlara şöyle bir bakıp, derin bir nefes al! Zira birazdan, yağmur öncesi çakan şimşek, önünde oluşturulan kuru samandan düş tarlasını ateşe verecek ve cayır cayır yanacak için, öfkenin kırmızı ateşleri içinde.

Ya sonra? Sonra yağmur başlayacak ateşi söndürmek istercesine ve ateşle suyun mücadelesinden ortaya çıkan yoğun duman, genzine kaçacak, nefesin darlanacak.

Yağmurdan sonra sana kalacak olan, göz alabildiğine uzanan vasat topraklarda gençliğinin ve ve hayatının nasıl harcandığını görmek olacak.

İŞte,

Bu hayat hep düşler tarlasının kaçınılmaz sonlarına sürükledi bizleri. Umudu en son yakmak için de ufak tefek örneklerle ağızları sulandırdı, yapmacık tadlarla insanoğlunun kendi yanılmasamaları içinde yitip gitmesini sağladı.

Ve,
Sen, okuyucu, eğer bu yazılanlara hak veriyorsan artık senin için de çok geç demektir!