Monday, January 29, 2007

Saklı Seçilmişler - 2

Saatlerle sınırladığımız hayatta, uykuya koşup boşalan sokaklarda yalnızlığımıza ağlıyoruz. Oysa hayatı "an"da ve bütün, dolu dolu ve kesintisiz yaşamak gerek. - Bilinmeyen Zamanlar (1)

Geçmişin izlerini yoklarken aldığım haz; geleceğin paylaşımının tadını, puronun lezzetini, sohbetlerin derinliğini şimdiden hissetmemi sağladı. Karanlıkta iki siluet, gece denizinde akıp giderken, yanlarında üçüncü bir kişi, adı anılmaz ama bilinir. Yolumuzda durana acırım bu zavallı sanal dünyada. Bilinmeyen Zamanlar (2)
Akşam yavaşça kanatlarını gererken günün üstüne, zaman adınıverdiğimiz sanal tanrıya bir kez daha bağlılıklarımızı sunarak ve"geçmesi" bir lütufmuş gibi şükranlarımızı ileterek, dört duvarakurduğumuz ofislerimizden oksijen odalarına gitmek üzere ayrılıyoruz.Sanıyor musunuz ki gücünü kontrol edemeyen bir tanrının kendindenvarolduğuna inanayım ben!Yine de kelimelerle ifade edeceksek düşüncelerimizi yukarıdakiparagrafa da saygımdan iki kelime düşer bugünün tanışmalarına vepayına:"iyi akşamlar" Bilinmeyen Zamanlar (3)

Monday, January 01, 2007

Gidis o Gidis

Bu uzak sehirde, evimden (neresi orasi), kendimden (ben kimim) uzakta (hic yakin oldu mu ki) gecmisin izinde yururken buluyorum kendimi, umudun golgesinde.
Icimde biryerlerde gizlenen asik her defasinda saklandigi yerden cikiveriyor ve sevgilinin ozlemiyle cekistiriyor yuregimi...
Ben ilerlemeye calistikca agir geliyor bu uzak sehrin havasi. Nehir (Thames) boyunca yururken hatiralarimin rehberliginde, dans eden isik, tum sessizligiyle golgelere cekilen sevincime taniklik ediyor...
Eve donmek istemiyor ayaklarim, umit etmekten alikoyamiyorum kendimi inceden inceye sizlayan yuregimin derinden gelen cigliklari icinde. Neredesin?
Eve dondum... Postalarimi kontrol ediyorum, bekledigim mektup gelmis mi (Ne bekliyorum ki?!?) diye ve hic gelmeyecegini bilerekten.
Belki de yasanmayan bir hayata imrenmekten yasamakta oldugum hayati kaciriyorum.
Evime donecegim, az kaldi (donmek istemiyorum ki?)
Ben gittim bir kere...
Benim donusum yok artik...
Ne fark eder... Ha Londra ha Istanbul, dondugumde kendimi bulamadiktan sonra!