Monday, April 17, 2006

45 -

Bir başka 45lik başladı...
5,5 gitti...
Kaldı 39,5 ve akıyor kumlar tek tek...

Sunday, April 09, 2006

Neredesin?

Öyle bir dev uyuyor ki içimde. Uyandırılsa, dünyaları oynatacak yerinden. Oysa gelen yok umut diyarlarından. Herkes gidiyor bir bir.
Elim her defasında uzandığında telefona, ayrı bir hezeyan oluyor. Öyle bir ağırlık ki bu bendek,i kimse tartamaz onu. Yüreğim her geçen gün daha da ağırlaşıyor ve beni de beraberinde götürüyor.
Vücut sıcaklığı düşüyor devin, taşlaşıyor uykusunda. Gün gelecek birileri uykusunda taşlaşan devin mağarasını müzeye çevirecek. Çocuklar annelerinin elinde tutup getirip parmaklarıyla gösterecekler:
- Bak anne dev diye birşey varmış.
Gerçekten de bir dev var. Çok zaman önce uyanıp çok zaman önce uykuya dalan ve henüz uyandırılmayan. Aslında uykusu da hafiftir ancak mağarası derinlerde olsa gerek ki ne gelen var ne giden.
Bir şafaktan bir şafağa...
Yalnızım,
Üşüyorum,
Ağlamak istiyorum...
Yapamıyorum, uyumak istiyorum ve her geçen gün inancımı bulacağıma olan inancımı yitirerek uykumda ölüyorum bu sahte renkler dünyasının garip hengamesi içinde...
yapayalnızlaşarak mağaramda titreyerek, üşüyerek.
Yalnızım,
Üşüyorum...
Yitiyorum...
Gidiyorum...
Neredesin?

Sunday, April 02, 2006

30

Ve günlerden hiçbirgün, eve geliyorum yorgun, bitap. Hiçbir beklentim yok, kapıyı açıyorum, beni bekleyen hiçbirşey de yok. Yavaş yavaş son yaklaşırken hayat, beklentilerimden uzaklaşmış, çevreme yabancılaşmış ve yalnızlaşmış yarı tanrı şeklinde giriyorum sıcak suyun altına. Tüylerim diken diken oluyor önce, sonra alışıyorum. Duştan çıkıyorum ve artık yazmıyorum...